@ YARAMAZ FORUM @
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

@ YARAMAZ FORUM @

en canlı paylaşımm platformu
 
AnasayfaKapıLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Voleybolun Türkiye Tarihçesi (2)

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
BostanKorkuluğu
üye
üye



Mesaj Sayısı : 8
Kayıt tarihi : 12/04/08

Voleybolun Türkiye Tarihçesi (2) Empty
MesajKonu: Voleybolun Türkiye Tarihçesi (2)   Voleybolun Türkiye Tarihçesi (2) Icon_minitime22nd Mayıs 2008, 15:19

Doğu Avrupa Voleybolu (1958-1967)
1958'de Voleybol-Eltopu Federasyonu kuruldu. Eltopunun o dönemde yaygın bir spor olmadığı düşünülürse, bu ayrılmanın voleybol için önemi kolayca anlaşılır. Voleybol artık yüksek düzeydeki yöneticilerce de önemsenen, atılım yapması beklenen bir spordu.
1958'de, Çekoslovakya'nın Prag kentindeki Avrupa Erkekler Şampiyonası'na takımımızı hazırlaması için ünlü Rumen antrenör Nicolae SOTIR çağrıldı. Türkiye bu şampiyonada on birinci olurken Avusturya(3-0), Arnavutluk(3-1),Mısır(3-0),Finlandiya(3-1) gibi takımları yendi. Doğu Avrupa voleybolunu artı başarıyla uyguluyor, Batı Avrupa takımlarıyla başa baş oynayacak duruma gelmiş görünüyorduk. Tıpkı Kobrle gibi, Sotir de antrenör kursları yöneterek voleybol adamlarımızın kuramsal yönden gelişmelerine katkıda bulundu.
Fatih Kupası maçlarının gördüğü büyük ilgiden güç alan Federasyon, İstanbul'da uluslararası turnuvaları belli aralarla tekrarlamaya başladı. 1965'e kadar dört İstanbul Enternasyonal Voleybol Turnuvası izlendi. Dünyanın en güçlü voleybol takımları olarak bilinen Sovyetler Birliği, Çekoslovakya, Romanya, Bulgaristan, Yugoslavya, Macaristan, Polonya'nın ünlü oyuncuları, seyircilerimizin, özellikleriyle tanıdıkları sporcular oldular. Voleybol oynamaya heves eden çocuklarımızın sayısı arttığı gibi, voleybola yeni başlamış olan küçük yaşlardaki sporcularımızın görgüsü de büyük oranla arttı.
Voleybolun Türkiye Tarihçesi (2) S27bFatih Kupası maçlarına katılan ulusal takımımız soldan sağa: Ayhan Demir(K) Şakir Erman, İrfan Yener, Güngör Demirtaş, Burhan Yamanoğlu, Ender Kurt, Sinan Erdem, Erdoğan Teziç, Şevket Güventürk, Atilla Sesören, Ömer Kuntay, Değer Eraybar, Nasuhi Ünlü, Yiğit Ayaşlıoğlu, Antr. Jiri Kobrle.










Voleybolun Türkiye Tarihçesi (2) S27aGalatasaray Bulgaristan'daki maçlarından birinde. Soldan sağa: Yiğit Ayaşlıoğlu(K), Ayhan Demir, Değer Eraybar, Aral Sürek, Sinan Erdem, Pavlo Ditovski, Erdoğan Teziç, Oral Yılmaz, Özer Ödelli, Egemen Güredin, Güngör Demirtaş, Ertan Pamir.

Bu arada kurslar yönetmek, ulusal takımlarımızı çalıştırmak için, bir Rumen antrenör daha geldi Nicolae MURAFA.
Bu antrenörün büyüklerin yanı sıra genç erkek takımımızı da çalıştırması, voleybolumuzda yeni bir kuşağın söz sahibi olmaya başladığı 1966 yılına denk düşmüştü.
Doğu Avrupa voleybol anlayışına bağlı, uzun süreli, programlı çalışmalara yatkın bir antrenör olan Hilmi TÜKEL'in, kendi yetiştirdiği gençlerden kurulu Fenerbahçe takımı, bu dönemde, tam bir serpilmenin eşiğindeydi. Daha başlarken Doğu Avrupa voleybol anlayışına göre hazırlanmış olan bu yükselme özlemi içindeki sporcular, Murafa'nın çalıştırdığı genç ulusal takımda yer alıp uluslararası deneyim kazanınca, 1966-1967 dönemi İstanbul birinciliğini, Galatasaray'ın yılların şampiyonu "Yenilmez Armada"sından koparmayı başardılar.
1966 yılı Ağustosunda Macaristan'da yapılan Genç Erkekler Voleybol Şampiyonası'nda Türk takımı on ikinci oldu.

Voleybolun Türkiye Tarihçesi (2) S28a1966-1967 döneminde İstanbul birinciliğini kazanan Fenerbahçe'nin genç kadrosu, yöneticilerin ilgisizliği yüzünden dağılıncaya kadar, hep başarılı oldu. 1968'de bir Galatasaray maçına çıkan ilk altı: Özcan Sarıtürk(9), İbrahim Vuran(10), Mehmet Toydemir(1), Deniz Esinduy(4), İsmail Vuran(3) Ahmet Özkan(11).

Aynı yılın Ekim ayında Çekoslovakya'da yapılan altıncı Erkekler Dünya Şampiyonası na katılan takımımıza antrenör Murafa bu genç takımdan beş oyuncu aldı. 1956-1968 yılları arasında ulusal takımımızın değişmez adamı Değer Eraybar takım kaptanıydı. Türk voleybolunun Doğu Avrupa anlayışına geçiş döneminde yetişmiş en büyük sporculardan biri olan, bu öğrenme, değerlendirme, uygulama gücü yüksek oyuncu, Murafa'nın yardımcılığını yapıyor, antrenörlüğe dönüm yıllarında, otuz yaşının olgunluğuyla, voleybolumuzu alttan gelen kuşağa aktarmakta önemli bir rol oynuyordu.

Murafa'nın gençleştirilmiş takımı, Çekoslovakya'daki Dünya Şampiyonası'nda on beşinci olma başarısını gösterdi. Bu başarı sözcüğünün gelişigüzel kullanılmadığını belirtmek için, sıralamada altımızda kalan takımların adlarını verelim: 16-İtalya; 17-Küba; 18-Fransa; 19-Finlandiya; 20-Batı Almanya 21-Moğolistan; 22-Danimarka.
Ertesi yıl Türkiye çok büyük bir organizasyonu yüklendi: 1967 Avrupa voleybol şampiyonaları. Yirmi erkek, on yedi kız takımının katıldığı maçlar Ankara, İstanbul, İzmir, Adana'da 26 Ekim günü başladı. Finalleri ise kızlar İzmir'de erkekler İstanbul'da oynadılar.
İstanbul'da Sovyetler Birliği, Çekoslovakya, Polonya, Romanya, Macaristan, Doğu Almanya, Yugoslavya, İtalya arasında oynanan, bir hafta süren maçlar, tribünleri dolduran genç sporcularımız için eşsiz bir görgü eğitimi olduğu gibi, voleybola birtakım yeniliklerin gelmekte olduğunu da açıkça gösterdi.
1966'da, Çekoslovakya'da yapılan Erkekler Dünya Şampiyonası'nda Japonların sergilediği Asya voleybolunun hareketleri, Sovyetler Birliği, Çekoslovakya Polonya, Romanya takımlarının oyuncularınca deneniyor, bir yıl önce Çekoslovakya'daki Dünya Şampiyonası'na katılmış olan voleybolcularımızın anlata anlata bitiremedikleri "Japon Voleybolu" tribünlerin başlıca konusu olmayı sürdürüyordu.
Voleybolun Türkiye Tarihçesi (2) S28b1966'da Çekoslovakya'daki Dünya Şampiyonası'na katılıp on beşinci olan ulusal takımımız. Soldan sağa ayaktakiler: Bahattin Şençağda, Aşkın Uygur, Abdullah Yaşar, İbrahim Vuran, Mustafa Topaç. Öndekiler: İlhan Çetinkaya, Deniz Esinduy, Aziz Kalaoğlu, Şakir Tunçkol, Tunç Kurtböke, Değer Eraybar(K).
1958-1967 yılları arasındaki kısa dönemi Türk voleybolunun çok iyi yönetildiği, parlak bir dönem olarak anmak gerekir.
Voleybolumuzu bu dönemde bilgisizlik batağından kurtarılıp uluslararası turnuvalarda dereceye girecek düzeye yükseltilmiş, çok başarılı sporcular yetiştirilmiş, antrenör kursları açılmış, dünyanın en büyük takımları Türk seyircilerinin karşısına tekrar tekrar çıkarılmış, kız ulusal takımı kurularak şampiyonalara sokulmuş, yapılan yoğun çalışmalarla uluslararası voleybol çevrelerinde saygınlık kazanmamız sağlanmış, bunun sonucu olarak da Vahit ÇOLAKOĞLU, Sinan ERDEM, Meno ZAMBOĞLU gibi yöneticilerimiz dünya voleybol kuruluşlarında uzun yıllar sürecek çok önemli görevlere getirilmişlerdir.
Asya Voleybolu(1968-1975)
1966'da Murafa'nın Çekoslovakya'daki Dünya Şampiyonası'na götürdüğü ulusal takımımızın beş genç oyuncusu Deniz ESİNDUY, İlhan ÇETİNKAYA, Aziz KALAOĞLU, Mustafa TOPAÇ, İbrahim VURAN idiler. "Japon voleybolu"nu genç yaşta, gelişme yıllarında görme olanağı bulan bu voleybolcularımızdan İlhan ÇETİNKAYA ile İbrahim VURAN, özellikle yeniliklere açık, gelişme, ilerleme özlemi içinde gençlerdi. Her ikisi de oynadıkları takımlarla Asya voleybol anlayışının hareketlerlerini sokmakta öncülük ettiler. Antrenörlük de yapan ilhan ÇETİNKAYA çalıştırdığı takımları bütünüyle bu anlayışa yönlendirdi. Ayrıca, 1971 yılında, genellikle Japon antrenörlerin yaptıklarından kaynaklanan, Asya voleybol anlayışının kurumsal temellerini, uygulama tekniklerini açıklayan, Voleybol adlı bir kitap da yayımlandı.
1966'da ulusal takımımızın kaptanlığını yapan, sporculuğu bırakıp bütünüyle antrenörlüğe adanma hazırlıkları içindeyken "Japon voleybolu"nu görme olanağını elde eden Değer ERAYBAR ile dünya voleybolunu yakından izleyen Ankaralı iki antrenör, Cafer AKSAKAL ile Cengiz GÖLLÜ de, çalıştırdıkları takımlarda, asya voleybol anlayışının file hareketlerini uygulamaya başladılar. Örnekse, Cengiz GÖLLÜ'nün antrenör, İlhan ÇETİNKAYA'nın oyuncu olduğu ODTÜ'de, 1968-1971 yılları arasında, kısa, kurşun, jet, alçak, çapraz Romen paslarla oynanıyordu.
Voleybolun Türkiye Tarihçesi (2) S30aAltınyurt'un Deplasmanlı Lig'e yükseldiği yılki kadrosu. Soldan sağa ayaktakiler: Dünya Baltacıoğlu, Cabir Ayçe, Erdan Çokay, Eşref Yıldırımer, Nuri Demirel, Ahmet Ersen. Öndekiler: Selim Çavuşoğlu, Ahmet Bulgulu(K), Erdal Gürkan, Raffi Tülbentçi, Atıf Tezerten.
Doğu Avrupa voleybol anlayışıyla yetişmiş olan sporcuların Asya voleybol anlayışının kaçınılmaz koşulu olan erken sıçramaları kolay kolay benimsemedikleri, erken kısayı ölü kısaya, kurşun pası kaydırak pasa dönüştürerek hep topun pasörün elinden çıkmasını beklemek eğilimi içinde oldukları, ayrıca kurşun jetleri de bombeli jete dönüştürdükleri bir gerçektir. İlhan ÇETİNKAYA kitabında erken sıçramanın (Flash hareketinin) önemini açıkça belirtmiş olsa da, bu geçiş döneminde, başka bir voleybol anlayışıyla yetişmiş oyunculardan, özlenen sonuç alınamamış olabilir.
Nitekim 1970-7971 yıllarında ulusal takımlarımızı çalıştıran Bulgar antrenör Kosta ŞAPOF, erken sıçrama üzerinde pek durmamış, hızlı voleybolu, Avrupalıların "Quick" dedikleri "çabuk" smaçlarla oynatma yolunu seçmiş, ölü kısa, kaydırak, bombeli jet paslarla yetinmek zorunda kalmıştır.
Altınyurt'da 1972'ye kadar yapılan hızlı voleybol çalışmaları da bu anlayış çerçevesindeydi. Avrupalıların çabuk smaçlarıyla bir oyun anlayışını uyguluyorduk.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Voleybolun Türkiye Tarihçesi (2)
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
@ YARAMAZ FORUM @ :: spor :: voleybol-
Buraya geçin: